5 Eylül 2019 Perşembe

müsveddeler / 3

bazı vakitler tren geçiyor evin yakınından
yaşlanıyorum pencereden her bakışımda
anna karanina'yı taklit ediyor zaman
atıyor kendini raylara.
neden her aşk
bir kadının cenazesini kaldırır mutlaka

sevdiğim adamlar çarpıyor camlarıma
bir kelebek gibi kocaman,kara
pervazlarımda kuruyorlar sonra
begonya tozlanıyor,
unutmanın gözyaşları sanki bu tozlar.
annemin temizlik günleri gibiyim
yorgun, solgun ve beyaz.
kardeşim ayağını sallıyor sevdiği şarkılarda
birini çok sevmek gibiyim
sütle siliyor tozlarımı kardeşim.
kestane pişiririz diyoruz sobada
hayallerimiz çatlıyor sonra, çatırdıyor, kızarıyoruz.

bu şiirden bir bölümü attım
kilometrelerce uzağa
tavşanlı pijamalarımla balkona çıkıp el salladım ardından
havaya uçuracaktı şiirimi az daha
attım.
lokum getirmişti ve kitap,
ben ruhunu getirsin istemiştim oysa.
onu da tam buradan attım
ben ne de olsa yakıp yıkanlar listesinde
ölü ya da diri arananlardanım.

bir doğuş şarkısı söyletiyorum bazen hayatıma
aramızda uçurumlar söz konusuyken
uçurumlarda tenzilat varken hazır
uçalım, hadi uçalım
ben nasıl olsa
bu müsveddelerin ortasında yalnızım

didem madak








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder